Whatsapp'tan yaz Çağrı Merkezimiz

Destek

Destek

YGS Türkçe Dersine Nasıl Çalışılır?

 

Kalıcı belleğe erişmeden bir bilginin tekrar kullanılmasına da imkân yoktur. Sınava odaklı çalışmak yerine bilgi edinmek için çalışmak esas olmalıdır. Türkçe düşünmek, Türkçe konuşmak ve yazmak için Türkçeyi tüm kurallarıyla bilmek ve yaşamak gereklidir. Türkçedeki tüm kurallara hâkim olmak bu dersteki başarınızı kesinlikle arttıracaktır. Bunun yanı sıra Türkçeyi iyi bilmek sadece Türkçe sorularını çözerken değil, diğer derslerin sorularını çözerken de işe yarayacaktır. Çünkü Türkçe dersleriyle öğrenci kendi dilindeki anlamlandırmaları yönlendirip, kavrama basamağına daha kolay yönelecektir. 

 

Gerek anadilimiz olmasıyla gerekse sınavlarda çıkan soru yüzdesiyle Türkçenin önemini yadsıyamayız. Peki, nasıl çalışmak gerekli

Öncelikle tüm Türkçe müfredatını dörde ayıralım.

 

1-) Anlam bilgisi

2-) Dil bilgisi

3-) Anlatım bozuklukları

4-) İmla ve yazım kuralları

 

Anlam bilgisiyle başlayacak olursak, bu başlıktaki soruların testin büyük bir kısmını oluşturduğunu söylemek mümkündür.  Yani, Türkçeye çalışırken bu kısma biraz daha ilgi göstermek durumunda olduğumuzu söyleyebiliriz. Anlam bilgisi sorularını çözmek hızlı ve doğru okumayı, okuduğunu doğru biçimde anlamlandırmayı ve anladığını da doğru biçimde yorumlandırmayı gerektirmektedir. Sınavlarda karşımıza çıkan Türkçe dersi sorularının büyük kısmının, anlam bilgisine dair sorular olması ve ezbere dayalı sorular sorulmuyor olması okuduğunu anlama ve yorumlama düzeyindeki soruların önemini bir kez daha öne çıkartmaktadır.  Anlam bilgisi soruları; kelime, cümle ve paragraf düzeyinde sorular olarak karşımıza çıkar. Bu sorulara cevap vermeden önce soruda bizden tam olarak ne istendiğini iyice kavramalı ve ona göre cevap oluşturmaya çalışmalıyız. 

 

Anlam bilgisine nasıl çalışılması gerektiğine dair bir soru özellikle hocalara yöneltildiğinde bir klişe cevap karşımıza çıkar: Çok kitap okuman gerekiyor. Fakat öğrenci cevapları göz önüne alındığında çok okuyan, elinden kitabı düşürmeyen öğrencilerin bile anlam ile ilgili sorulara yanlış cevaplar verdiğini görebilmekteyiz. Elbette ki çok okumanın anlam bilgisiyle ilgili soruları çözmede kesinlikle fayda sağlayacağı bir gerçektir. Bunun yanı sıra okumayı sevmeyen ya da kitap okumaya yeterli zamanı ayıramayan öğrenciler için tarafımızca yapılması gereken, çokça soru çözmek, farklı soru tipleriyle karşı karşıya gelmek olacaktır. Öğrenciler edindikleri soru bankası gibi çok çeşitli kaynaklardan soru çözerken, paragraf soruları gibi zaman alan soruları çözmemekte ve bu tarz sorulara zaman ayırmamaktadır. Aksine, olabildiği kadar fazla kelime, cümle ve paragraf bilgisi sorularını çözülmesi öğrencinin faydasına olacaktır. 

Dilbilgisi (gramer) sorularını çözebilmek adına tanım yapabiliyor olmak oldukça önemlidir. Burada kasıt, sözcük ya da sözcük gruplarının ne anlama geldiğini ve ne görevle kullanıldığının öğrenilmesi, öğrencinin kesinlikle faydasına olacaktır. Örneğin, zamir kelimesinin ne anlama geldiğini ve ne görevde kullanıldığını biliyor olmak soruya bakış açısını değiştirecek ve soru çözümünde zaman kazandıracaktır. Yani zamir denince aklımızda bir karşılığa tekabül eden bir tanım olması işimizi kolaylaştıracaktır. 

Bu noktada önemli olan bir başka husus ise hangi kaynaktan çalışılıyor olursa olsun ders sırasını bozmadan çalışılmasıdır. Örneğin isimler konusunun tam kavramadan isim tamlamaları konusuna geçmek fayda sağlamayacaktır. Konu bütünlüğüne önem verip, ders içeriklerinin sırasıyla takip edilmesi tavsiye edilir. Gramer bilgisi çabuk unutulan konuların başında geldiğinden sık soru çözümü yapılmalıdır.

 

Hem anlam hem de dilbilgisi konularının birleşerek karşımıza çıkan müfredat konularından biri de anlatım bozukluklarıdır. Bu sorularla karşılaştığımızda daha önceki konularla ilişkili olduğunu asla unutmayın. Karşımıza çıkan anlatım bozukluğu sorusu ya anlam bilgisindeki konulardan birinin yanlış yapılandırılmasından ya da dilbilgisel olarak yanlış oluşturulmasından kaynaklanıyordur. Önce soruda hangisinin istendiğinden emin olmalı ve cevabımızı ona göre şekillendirmeliyiz. Sınavlarda karşımıza çıkan anlatım bozukluğu soruları, gündelik yaşamda sık kullanılan hatalardan seçilmektedir. Bu sebeple günlük basın ve yayın organlarında en çok yapılan anlatım bozukluklarına bir göz atarak yapılan yanlışları görmek faydanıza olacaktır.  Konuya hâkim olduktan sonra günlük konuşmalarınıza dikkat edecek hatta arkadaşlarınızın ya da görüştüğünüz kişilerin yapmış olduğu hataların ister istemez farkında olacaksınız. Diğer konularda olduğu gibi bu konuda da sık soru çözümü yapılması önerilir.

 

Yazım ve imla kurallarını kavramada izlenecek yöntemlerin başında parça-bütün ilişkisini gözetmek gerekir. Çok fazla yazım ve imla kuralı bulunması, bütüncül bir çalışmayı mümkün kılmaz. Yani öğrencilerden tüm yazım ve noktalama işaretlerini ezberlenmesi beklenemez. Bu sebeple en çok yapılan yazım hatalarına göz atmak yazım kurallarının tamamını ezberlemekten çok daha kolay olacaktır. Yine söz gelimi noktalama işaretlerinin kullanıldığı yerler yerleri öğrenmenin dışında yanlış kullanımın gerçekleştiği yerlere dikkat etmek soru çözümünü kolaylaştırır. Çıkmış soruların analizi yapıldığında somut verilerden yola çıkarak noktalama işaretlerine bir önem sırası verilmesi de uygun olacaktır. Örneğin son yedi yılda çıkan noktalama işaretleri sorularında; nokta, virgül, iki nokta gibi çok sık sorulan işaretleri ve kullanım yerlerini incelemek, daha az karşımıza çıkan tırnak, tek tırnak, köşeli parantez gibi işaretlere nazaran daha mantıklı olacaktır.

 

Özetle;

 

Sizi, sizden daha iyi tanıyan başka birisi olmayacağı için kendi çalışma programınızı kendiniz belirleyin.

Türkçe dersi bir bütün olarak incelenmelidir. Bir konuyu kavramadan diğerine geçmeyin.

Konuları kavradıktan sonra hemen kendinizi deneyin. Eksik gördüğünüz yerleri tekrar çalışın. Daha önce çıkmış sorulara da göz atın.

Konuştuğunuz dili tanımak her anlamda yardımcınız olacaktır. Kendi dilinize korkuyla bakmayın

 

 

Başarılar…